Meksika’nın ıssız köylerini, Kuzey Amerika’daki göçü, tarımı ve yoksulluğu fotoğraflayan Matt Black; dışlanmışlığı, yalnızlığı gerçekçi bir dille anlattı.
Onun fotoğrafları sömürülmüş, kenara itilmiş, gettolarda sıkıştırılmış bireyin trajedisini yansıttı.
Bir fotoğrafçı olarak farklı şeyler deneyimliyorsunuz. Olayları daha içten ve doğrudan deneyimliyorsunuz, diğer insanların gitmediği yerlere gidiyorsunuz. Bu, sizi bir ortamda daha derinlere çeker ve daha güçlü görüşler oluşturma eğilimine sokar.
Amerika’daki ağır sanayinin yavaşlamasıyla işsiz kalan insanların, özellikle de göçmenlerin ırkçı saldırılara maruz kaldığını belirten Black; eşitsizliğin yarattığı durumu yansıtma adına, Kaliforniya’daki Central Valley bölgesine giderek tarım işçilerine odaklandı.
Bu insanların bizimle konuşmasına, herhangi bir duyguyu paylaşmasına izin vermiyoruz.
Matt Black’ın fotoğrafları, güçlü kontrast ve kompozisyon dahilinde bireylerin iç dünyasını açığa çıkarır. Onun yarattığı ışık bireyleri ikiye bölerek dışsal dünyanın yarattığı eşitsizliği ortaya koyar. Balck’ın fotoğrafları sömürgeye uğramış, yoksullaştırılmış, hiçliğe mahkum edilmiş insanların hikayelerinin yansımasıdır.
Yazı: Sevil Ateş