1906 yılında İstanbul’da doğan Şinasi Barutçu, Türkiye’de fotoğraf eğitiminin kurumsallaşmasında önemli rol oynar. Fotoğrafla ilk teması küçük yaşlarda Bediz Resne Fotoğrafhanesi’nde olur. İstanbul Muallim Mektebi’nden mezun olunca aynı okulda resim öğretmenliğine başlar. Aynı yıl Güzel Sanatlar Akademisi’ne de devam eder. 1928 yılında Almanya’ya yüksek lisans eğitimi için gitmesi ve burada fotoğraf kulüplerine üye olması onun fotoğrafla daha yakın bir ilişki kurmasını sağlar. Almanya dönüşü Gazi Eğitim Enstitüsü’nde derslere girmeye başlar. Bu eğitim kurumunda fotoğrafın da bir sanat dalı olduğunu yönetime kabul ettirip öğrencilerin fotoğraf dersleri almasını sağlar. Bununla ilgili kitaplar yayımlar. Amatör fotoğraf kurslarının yaygınlaşmasında etkin rol oynar.
Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler, Şinasi Barutçu’nun üretimleriyle ilgili şunları belirtiyorlar: “Şinasi Barutçu’nun fotoğraflarına genel olarak baktığımızda, içerikten ziyade güzel ve estetik konulara merak, klasik kompozisyon kurallarına bağlılık, ton zenginliği gibi teknik meselelerin öne çıktığını söylemek mümkün. Adeta romantik olarak da tanımlayabileceğimiz, kâh ters ışıklar kâh yansımalar kâh dramatik etkiler yaratan bulutların varlığı gibi öğeler, Barutçu’nun fotoğraflarını Piktoryalizm’e yakınlaştırıyor.
Piktoryalizm, her ne kadar Barutçu’nun faal olarak fotoğraf ürettiği dönemlerde yerini artık farklı anlayışlara bırakmış olsa da, Barutçu’da da estetiği ve güzeli yakalama arzusunun hiçbir zaman sönmediğini görüyoruz. Ancak denemeye merakının da bir göstergesi olan fotogramları veya grafik unsurların öne çıktığı detay fotoğraflarını göz önünde bulundurup, onu zamanın Dadaist veya Konstrüktivist sanatçıları arasına koymak da pekâla mümkün. Veya kimi şehir fotoğrafları ile dağ ve doğa fotoğraflarıyla -özellikle Cilo Dağları’nda çektikleriyle- da tüm bunlardan uzaklaşan daha belgelemeci bir stili olduğunu da söyleyebiliriz.
Barutçu gibi meraklı, yeniliğe açık, denemeyi seven, amatör ruhunu hiç kaybetmeyen bir ismin çalışmalarını tek bir janra sığdırmaya çalışmak biraz da haksızlık olur. Hem karakteri hem de dönemin ruhu nedeniyle her türlü yeniliği deneyip özümsemeye çalışan, farklı tarzlarda ürettiği fotoğraflar ve fotoğrafçı, eğitimci, yönetici ve gezgin kimlikleri nedeniyle bir nevi hezarfen olarak da adlandırabileceğimiz Barutçu, sadece fotoğraf dünyasıyla sınırlı kalmadan daha fazla tanınır olmayı, sanatı üzerine daha derinlikli analizler yapılmayı hak eden bir isim.”
Sergi 13 Ekim – 25 Aralık 2021 tarihleri arasında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.