Kütüphane

Fotoğraf Terimleri Sözlüğü

Yeni başlayan fotoğrafçılara, merak edenlere ve okumakta fayda var diyenlere hazırlanmış bir sözlük; Fotoğraf Terimleri Sözlüğü!

Adobe RGB: Ticari baskı işlemlerinde kullanılan bir renk uzayıdır. sRGB’den daha geniş bir renk aralığına sahiptir. Renk aralığının daha geniş olması bilgisayardaki fotoğrafları kolayca düzenlenmesine yardımcı olacaktır.

AE (Automatik Expesure) : Otomatik pozlama demektir.Fotoğraf makinesinin ışık koşullarını dikkate alarak ideal fotoğraf için doğru pozlamayı kendisinin yapmasıdır.

AEB (Otomatik Poz Tarama): bu özellik; doğru pozlanmış bir görüntüyü yakalamanıza yardım etmesi için birkaç görüntüyü farklı pozlamalarda otomatik olarak yakalar.

AE-L. (Automatik Exposure lock): Otomatik pozlama kilidi. Kilit açıldığında makine o anki ışık değerlerini hafızasına alır ve fotoğraf çekilene kadar saklar.

AF (Auto Focus-Otomatik netleme):  Fotoğraf makinesinin deklanşöre yarım basıldığında Çekilecek objeye netlemeyi kendi yapmasıdır.

AF-L( Automatik Focus lock): otomatik fokus kilidi.

Alan Derinliği:  Odaklama yapılan objenin ön ve arkasında oluşan net alandır.

Aperture: Diyafram. Açılıp, kısılarak film veya sensöre ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.

Analog: Görüntü ya da ses anlamında sayısal olmayan sistemlerine denir. Dijital olmayan anlamına da gelir.

Altın Saat (Golden Hour): Güneş battıktan heman sonra yada güneş doğmadan heman önce gökyüzünde oluşan kızıl-sarı renk cümbüşüdür. Işık objenin özerine direkt gelmesiğinen aydınlanma daha homojen olur.

APS-C (Advance Photo System – C): Alan olarak 35mm’lik filmden  (ya da tam kare sensörden) yaklaşık %50 daha az olan; 23.6 x 15.8mm ebatlarındaki dijital fotoğraf makinesi sensörüdür. Kesme çarpanı 1,5-1,7x arasında değişir.

APS-H (Advance Photo System – H): Canon 1D serisinde (1Ds hariç) ve Leica’nın bazı modellerinde kullanılan; 29.2 x 20.2 mm boyutlarındaki algılayıcı tipidir. APS-C’den büyük tam kare algılayıcılardan küçüktür. Kesme çarpanı 1.3x’tür.

Asa  (American Standards Association): Analog fotoğraf makinesi filminin ışığa olan duyarlılığını gösteren Amerika menşeli standart bir ölçü birimidir. Günümüzde Sayısal makinelerde ISO olarak adlandırılır.

Aspherical Lens: Dairesel olmayan lens elemanı anlamına gelir. Kenarları düzeltilmiş dairesel lens objektif şeklini ifade eder. Bu tarz merceklerle ışınları istenilen ölçüde istenilen yere düşürmek amaçlanır.

Aşırı pozlama: Fotoğrafın doğal (orijinal) halinden daha parlak olduğunu ifade eder.

AWB (Automatic White Balance): Fotoğraf makinelerinin çekim yaparken pozlama esnasında beyaz ayarını otomatik olarak yapmasıdır.

Ayna kilitleme: DSLR aynalı refleks fotoğraf makinelerinde, fotoğraf çekerken aynanın hareketinin fotoğraf üzerinde olumsuz etkilerini olmaması için aynanın kilitlenmesidir.

Balık Gözü: Normalden çok daha fazla görüş açısına sahip olan objektif türleridir. Optik görüntü yanılsamaları yaparlar. Geniş açı objektiflerden daha fazla görüş açısına sahiptirler.

Basamaklama (Bracketing): Fotoğraf makinesi otomatik olarak aynı kareyi  3- 5 adet seri çekim yapar. Her bir çekimde farklı azdan çoğa doğru pozlama ile çekim yapar. Sonuçta 3-5 fotoğraf çekilir ve istenilen ideal fotoğraf bunların arasından seçilir. Ya da tüm fotoğraflar birleştirilerek HDR fotoğraf oluşturulur.

Bayonet (mount-ağız) : DSLR veya aynasız objektifi değiştirilebilen fotoğraf makinelerinin objektif bağlanan kısımlarına verilen addır. Lens ağzıdır. Her markanın farklıdır ve bu yüzden lensleri farklı markalarda kullanılamaz.

Beyaz Dengesi: Fotoğrafı çekerken bulunulan ortamın sağladığı ışığa göre renkleri mümkün olduğunca doğru bir şekilde ayarlamak için vardır. Ortamdaki ışığın “sıcaklığını” dengelemek için yapılır.

Bracketing (Basamaklama): Fotoğraf makinesi otomatik olarak aynı kareyi  3- 5 adet seri çekim yapar. Her bir çekimde farklı azdan çoğa doğru pozlama ile çekim yapar. Sonuçta 3-5 fotoğraf çekilir ve istenilen ideal fotoğraf bunların arasından seçilir. Ya da tüm fotoğraflar birleştirilerek HDR fotoğraf oluşturulur.

Brightness (Parlaklık): Bir görüntüdeki beyaz alanları (ve bu alanların çokluğunu) ifade eder.

Bokeh: Fotoğrafı çekilen objenin ön veya arka kısımlarındaki bulanıklıktır. Lenslerdeki diyafram yapraklarına göre farklı şekiller alabilir.

Bozulma (Distorsiyon): Çekilen görüntünün kenarlarındaki kısımların dışa veya içe doğru kıvrılmış halde görünmesine neden olan optik kaymadır. Yatay, dikey ve çapraz olmak üzere 3 çeşittir.

Bulb: Fotoğraf makinelerinde, deklanşör basılı tutulduğu sürece perdenin  açık kalmasını sağlayan değerdir. Tüm bu süre boyunca fotoğraf çekilir. Gece ya da çok az ışıklı ortamlarda kullanılır. Bulb (B) sadece Manüel (M) modunda devreye girer.

Chromatic aberration (CA):  Renk sapması. Genelde beyaz parlak renklerin mor renge çalmasına denir. Objektiften geçen kırmızı yeşil ve mavi ışınlar tek bir noktaya odaklanması gerekirken renk ısılarının farklı olmasından dolayı farklı yerlere odaklanırlar. Böylelikle istenmeyen renk farklılıkları oluşabilir.

Camera: Fotoğraf makinesinin kendisidir.

Canlı ön izleme: Sensöre ulaşan görüntünün doğrudan makinenin ekranına yansımasıdır.

CCD (Charged Coupled Device): İki temel algılayıcı tipinden biridir. Daha eski bir teknolojidir.

Center-Weighted (Merkez ağırlıklı ölçüm modu): Işık ölçümünün kadrajın merkezinden yapılan moddur.

CF (Compact Flash): Bir hafıza kartı biçimidir. İlk kart tiplerinden biri olmakla beraber bazı firmalar yakın zamana kadar kullanmışlardır. Sd karttan daha hacimlidir.

Close-Up filtre: Yakın mesafeli çekim yapabilmek için lenslerin önüne takılan optik elemanlardır. Lensin minimum netleme mesafesini düşürerek objeye yaklaşmasını sağlar. Makro fotoğrafçılık için kullanılır.

CMOS (Complementary Metal Oxide Semiconductor): CCD ile beraber İki temel algılayıcı tipinden biridir. Daha yeni bir teknolojidir.

Continuous Autofocus: (Sürekli otomatik odaklama): Deklanşöre yarım bastığınızda otomatik odaklamanın devamlı yapılmasıdır.  Makine Yarım deklanşöre yapılırken bir objeye kilitlenir ve obje nereye hareket ederse otomatik odaklama onu takip eder.

Contrast (Karşıtlık): Bir görüntüde en parlak yer ile an karanlık yerin arasındaki ışık değeridir. Kontrast ne kadar fazla olursa beyazlar daha beyaz siyahlar daha siyah görünür.

Deklanşör : Fotoğrafı çekmek için basılması gereken düğmedir.

Distorsiyon  (Eğilme- Bozulma): Çekilen görüntünün kenarlarındaki kısımların dışa veya içe doğru kıvrılmış halde görünmesine neden olan optik kaymadır. Yatay, dikey ve çapraz olmak üzere 3 çeşittir.

Diyafram (Aperture): Sensöre ya da filme düşecek ışık miktarını ayarlayan düzenektir.

Digital Camera: Sayısal teknolojili fotoğraf makinesidir. Analog olmayan anlamına da gelir.

Dinamik Aralık: Bir fotoğraftaki en parlak ve en karanlık yüzeyler arasındaki ton farkı. Tonlama aralığı.

DOF (Depth of FieldAlan derinliği): Odaklama yapılan objenin ön ve arkasında oluşan net alandır.

Doğal yoğunluk filtresi ( ND filtre): Önüne takıldığı objektife giren ışığı belli oranlarda emerek fotoğrafın daha uzun sürede çekilmesine olanak tanıyan filtre türüdür. Şelale veya bulut gibi kısmen hareketli unsurların çekimlerinde kullanılır.

DSLR (Digital Single Lens Reflex): SLR makinelerin sayısal sistemle çalışan yani dijital olan versiyonlarıdır. Dijital tek lensli refleks makine anlamına gelir.

EV (Exposure value) Compensation (Pozlama telafisi): Fotoğrafları daha karanlık veya aydınlık olması için, makine tarafından önerilen pozlama değerini değiştirmek için yapılan müdahaledir. Fotoğrafın olağandan daha parlak çıkması için +1ev, olağandan daha karanlık çıkması için -1 ev kullanılabilir.

EVF (Electronic Vinewfinder-elektronik vizör- bakaç): Özellikle aynasız fotoğraf makinelerinde kullanılan optik vizörün yerini almış vizör türüdür. Fotoğraf makinesine tek gözümüz ile baktığımız görüntünün geldiği küçük LCD ekran.

Enstantane: Sensöre ya da filme düşen ışığı zaman olarak kontrol eden mekanizmadır. Ayarlandığı süre boyunca perdenin açılıp kapanmasını sağlar. Pozlamanın süresini ayarlar.

EXIF (Exchangeable image file format): Bir fotoğrafın içerisine; fotoğrafın hangi makine, hangi lensle, ne zaman,  hangi diyafram veya hangi enstantane hızıyla çekildiği gibi gömülü olduğu bilgilerdir.

Exposure (Pozlama): Sensöre (ya da filme) düşen ışık miktarını ifade eder. Doğru pozlama ancak doğru diyafram + doğru enstantane + doğru İSO değerlerinin bileşimi ile yapılabilir.

Extension Tube (Uzatma tüpü): Fotoğraf makinesi ile lensin arasına takılarak lensin minimum ve maksimum netleme mesafesini düşüren elektronik veya sadece mekanik tüplerdir. Özellikle makro fotoğrafçılıkta kullanılır. Ama bir makro lens yerini tutamazlar zira lensin maksimum netleme mesafesini de düşürdüklerinden yakın çekim hariç başka çekime izin vermezler.

Filtre: Camdan ya da plastikten gibi malzemelerden yapılan filtreler sensörün (ya da filmin) yüzeyine ulaşan ışığın değiştirilmesini sağlarlar. Değişik tonlar yakalamak, özel efektler oluşturmak ve yansımaları azaltmak için kullanılır.

Full Frame (Tam Kare): 35mm filmlerde olduğu gibi standart 24x36mm boyutlarında sensör büyüklüğüne denir. Bu sensöre sahip olan makinelere de ful frame makineler denir.

Fish-Eye (Balık Göz): Normalden çok daha fazla görüş açısına sahip olan objektif türleridir. Optik görüntü yanılsamaları yaparlar. Geniş açı objektiflerden daha fazla görüş açısına sahiptirler.

Flaş (Flash): Fotoğraf çekimi esnasında pozlama yapılan ortamı anlık olarak aydınlatmaya yarayan ışık kaynağıdır. Fotoğraf makinelerinin üzerinde olabildiği gibi harici olarak da makineye takılabilirler.

Flaş senkronizasyon hızı (Flash Sync): Fotoğraf makinesinin flaş ile aynı anda çekebildiği maksimum perde hızı. Bu hız Makiye tümleşik flaşlarda genellikle vasat  (1/200 civarı) değerlerde iken; hss özellikli harici flaşlarda 1/8000 e kadar çıkabilmektedir.

Focus Assist (Odaklama yardımcı ışığı) : Işık miktarının az olduğu ortamlarda odaklamanın doğru yapılabilmesi için makinenin ön kısmında verilen (genellikle kırmızı) ışıktır.

FPS (Frame Per Second): Saniyedeki çekilebilen fotoğraf sayısı demektir.

Geniş açı: Genellikle 50mm altındaki odak mesafeleri için kullanılır. Örneğin 35mm.

Görüş açısı: Bir objektifin algılayıcı üzerine düşürdüğü bölümünü ifade eder. Tele objektifler daha az görüş açısı sunarken balıkgözü objektifler çok fazla görüş açısı sunarlar.

Görüntü algılayıcısı: Sayısal fotoğraf makinelerinde ışığa duyarlı olan ve görüntünün oluşturulmasını sağlayan bölümdür. Sensör de denir.

Gri kart (Gray Card): Beyaz ayarını doğru yapmak için kullanılır. ön yüzü beyaz ışığın %18’ini yansıtan gri renkli, arka yüzü ise beyaz ışığın %90’ını yansıtan yüzeylerden oluşur.

Güneşlik (Parasoley ): Pozlama sırasında istenmeyen ışıkların objektife düşmesini engellemek için objektifin ucuna takılan silindir şeklinde kısımdır.

Gürültü: Kumlanma da denilebilir. Doğru görüntüyü vermeyen piksellerdir. Genellikle az ışıklı ortamlarda ortaya çıkar.

Gren (Grain): Bir fotoğraftaki istenmeyen noktacıklardır. Anolog makinelerdeki filmler için kullanılan bir tabir olmakla beraber günümüzdeki DSLR için ise gürültü kelimesi kullanılır.

HDR (High Dynamic Range): Yüksek kontrastlı kadrajlarda parlak ve karanlık bölgelerdeki detayları aynı anda tek fotoğrafta oluşturma tekniğidir. Tek çekimle mümkün olmamakla beraber, basamakla ile çekilen kareler programlarla birleştirilerek elde edilir. Bir tek kare içinde hem patlamamış çok aydınlık alan hem de dokusu kaybolmamış karanlık yerler ile elde edilir. Böylelikle kontrası çok yüksek fotoğraflar oluşur.

Hızlı objektif: Diyafram değeri f2.8 ya da daha az olabilen objektiflere verilen isim. Bu tür objektifler diğerlerine göre daha fazla ışık toplayabildiğinden daha fazla perde hızlarına izin verirler, bu yüzden “hızlı” olarak adlandırılırlar.

Hiperfokal Mesafe (Hyperfocal Distance):   Sonsuzdan fotoğraf makinesine doğru yaklaşarak netliğin bozulmadığı en yakın noktadır. Genelde manzara çekimleri için bilinmesi gerekir. Ama çoğu hesabın ancak teoride kaldığını fotoğraf üstatları altını çizerek söylemişlerdir.

Histogram: Pozlama yapılan ortamdaki ışık yoğunluğunu ölçmek için kullanılan sütün grafiğidir. Grafiğin sola yatkın olması fotoğrafın karanlık, sağa yatkın olması fotoğrafın aydınlık olduğunun habercisidir.

H.264/MPEG-4: Uluslararası standart kurumları olan ISO-IEC ve ITU-T tarafından oluşturulan yüksek sıkıştırmaya sahip video formatıdır. ortak Video Ekibi (JVT) tarafından geliştirilen düşük bit oranın da iyi video kalitesi sunar.

Image Sensor: Fotoğraf makinelerinin dijital algılayıcısı. Sensör.

Image Stabilization (Titreşim azaltma-engelleme): Fotoğraf çekilerken oluşacak istenmeyen hareketi engellemek için lens veya makinelere yerleştirilen sistemdir. Bu sistemler sayesinde el ile düşük enstantane hızlarında fotoğraf çekmek mümkündür.

IQ (Image Quality): “Görüntü kalitesi” anlamına gelir. Kişiden kişiye değişebilir; belli bir tanımı yoktur.

Işık ölçer: Pozlama yaparken nesneden yansıyan ışığın miktarını ölçmeye yarayan cihazdır. Günümüz makinelerinde otomatik olarak yapılır.

ISO (International Standarts Organization): Dijital fotoğraf makinelerindeki sensörlerin, ışığa hassasiyetini ifade eden derecelendirmedir. Dijital makinelerde İSO yükselmesi ile beraber fotoğrafın kalitesi düşer. Ancak filmli analog makinelerde filmin ışığa duyarlılığını gösteren numara serisi anlamı taşır. Ve değer yükselse de kalite değişmez. Eski kullanım adı ASA dır.

JPEG (Joint Photographic Experts Group): JPG olarak da ifade edilir. En yaygın olarak kullanılan fotoğraf dosya formatıdır. Fotoğrafın 4, 8 veya 16 kat sıkıştırılarak muhafaza edilmesini sağlar.

Kadraj: Fotoğrafçının çektiği fotoğrafa dahil edilen unsurların tümünü ifade eder.

Karşıtlık (Kontrast): Bir görüntüde en parlak yer ile an karanlık yerin arasındaki ışık değeridir. Kontrast ne kadar fazla olursa beyazlar daha beyaz siyahlar daha siyah görünür.

Lens: Fotoğraf makinelerinin önüne takılan objektif, ya da objektiflerin içindeki camı ifade eder.

Lens hood (Güneşlik-parasoley): Pozlama sırasında istenmeyen ışıkların objektife düşmesini engellemek için objektifin ucuna takılan silindir şeklinde parçadır.

Makro Objektif:  Büyütme oranı olarak 1:1 ve üstünde olan, çekimi yapılan objelerin sensör üzerine gerçek boyutlarını yansıtmaya yarayan objektif türüdür.

Monopod (Tekayak): Fotoğraf çekerken titreşimi azalta bilmek için makinenin üzerine sabitlendiği çubuk şeklindeki tek ayaktan oluşmuş aparattır.

Mount (Bayonet): DSLR veya aynasız objektifi değiştirilebilen fotoğraf makinelerinin objektif bağlanan kısımlarına verilen addır. Lens ağzıdır. Her markanın farklıdır ve bü yüzden lensleri farklı markalarda kullanılamaz.

MP (Megapiksel): 1 milyon pikselden oluşmuş dijital çözünürlük birimidir.

Multiple exposur (Çoklu pozlama) : Aynı fotoğraf karesine 2 veya daha fazla pozlama yapılmasıdır.

ND FILTRE (Neutral Density Filter- Doğal yoğunluk filtresi): Önüne takıldığı objektife giren ışığı belli oranlarda emerek fotoğrafın daha uzun sürede çekilmesine olanak tanıyan filtre türüdür. Şelale veya bulut gibi kısmen hareketli unsurların çekimlerinde kullanılır.

Netleme (Fokus): Bir optik sistemin parçaları arasındaki uzaklığın maksimum netliğe ulaşmak amacıyla ayarlanmasıdır

NEF (Nikon Electronic Format): Nikon’un kullandığı RAW dosya formatıdır.

Noise (Gürültü):  Kumlanma da denilebilir. Doğru görüntüyü vermeyen piksellerdir. Genellikle az ışıklı ortamlarda ortaya çıkar.

Nokta ölçüm modu: Işığın yalnız küçük bir noktadan hesaplandığı ölçüm modudur.

NTSC ( Ulusal Televizyon Sistemi Komitesi): Japonya, Kuzey Amerika,  Filipinler, Güney Amerika, Güney Kore ve Tayvan’da kullanılan bir video renk kodlamasıdır.

Objektif (lens): Sensöre ya da filme görüntünün düşmesini sağlayan mercek veya mercekler kümesidir.

Obtüratör (perde-shutter-enstantane): Sensöre (ya da filme) düşen ışığın zaman olarak kontrol edildiği mekanizmadır.

Odak mesafesi: Objektifin gelen ışığı düşürdüğü mesafenin sensöre olan uzaklığını ifade eder. Milimetre (mm) cinsinden ifade edilir ve lenslerin en belirgin özelliğidir.

Odak kilidi: Odaklama yapılan objeye kilitlenmeyi sağlayan bir özelliktir. Bu işlem genelde deklanşöre yarım bastığınızda gerçekleşir

Odaklama yardımcı ışığı (Focus Assist): Işık miktarının az olduğu ortamlarda odaklamanın doğru yapılabilmesi için makinenin ön kısmında verilen (genellikle kırmızı) ışıktır.

Optical Zoom (Optik yaklaştırma/uzaklaştırma): Fotoğraf makinesinin çektiği ojeye varsa objektifteki mercek hareketleriyle yakınlaşmasıdır. Dijital zoom’daki gibi herhangi bir görüntü kaybı olmaksızın yaklaşabilir.

Otomatik odaklama (Automatik fokus): Fotoğraf makinesinin çekeceği objeye otomatik olarak netleme yapmasıdır. Netleme yapılabilmesi için deklanşöre yarım basılmalıdır.

Otomatik pozlama: Mevcut ışık şartlarında makinenin en uygun pozlamayı otomatik olarak kendiliğinden yapması anlamına gelen bir sistemdir.

OSS (Optical Steady Shot): Görüntü sabitleme sistemi (Sony).

Panaromik fotoğraf (Panorama) : Birbiriyle ilişkili fotoğrafların birden çok karede çekilerek sonradan makinenin kendisi ile ya da programlar yardımıyla birleştirilmesi tekniğidir. Saki geniş açı fotoğrafı çekiliyormuş gibi olur. Genellikle manzara fotoğraflarında kullanılır.

PAL ( Faz Alternatif Hattı): Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğudaki bir çok ülkede kullanılan video renk kodlaması.

Paralax Hatası: Vizör ile objektifin gördüğü kadraj birbiriyle aynı olmamasıdır. Bu hatayı oluşturan fotoğraf makineleri optik bakaçlı ancak aynalı (DSLR) değildirler. Makinenin sağ veya sol üst köşesinde basit optik düzenekli bakaç kullanırlar. Bakaçtan gelen görüntü objektifle alakadar olmadığından dolayı az da olsa farklı alanı görürler.

Parasoley (Güneşlik): Pozlama sırasında istenmeyen ışıkların objektife düşmesini engellemek için objektifin ucuna takılan silindir şeklinde kısımdır.

Parlaklık: Sayısal bir görüntüdeki her bir pikselin siyahtan beyaza doğru olan değeridir. Siyah değeri 0 beyaz değeri 255 olursa o kadar parlak olur.

Pentaprizma: Objektiften geçerek aynaya gelen ve oradan da optik bakaca gelecak görüntünün gönderilmesini sağlayan cam prizmadır.

Pentamirror: Objektiften geçerek aynaya gelen ve oradan da optik bakaca gelecak görüntünün gönderilmesini sağlayan aynalar sistemidir. Maliyet olarak pentaprizmadan daha ucuzdur fakat görüntü biraz daha karanlık olacaktır.

Pozlama telafisi: (EV -Exposure value Compensation): Fotoğrafları daha karanlık veya aydınlık olması için, makine tarafından önerilen pozlama değerini değiştirmek için yapılan müdahaledir. Fotoğrafın olağandan daha parlak çıkması için +1ev, olağandan daha karanlık çıkması için -1 ev kullanılabilir.

Piksel: Bir sayısal görüntüyü oluşturan en küçük birimdir. Tüm pikseller birlikte çözünürlüğü ifade ederler. 16 mega piksellik bir görüntüde 16 milyon piksel vardır.

Prime Lens (Sabit odaklı objektif): Odak uzaklıkları değişmeyen lenslere denir. Görüntü kaliteleri zoom lenslere göre daha iyidir. Örneğin 50mm f1.8 lens prime bir lenstir.

Refleks Fotoğraf Makinesi (Single Lens Reflex /SLR): Filme yansıyan görüntünün vizörden görülen görüntü ile birebir aynı olduğu makineler verilen isimdir. Görüntü objektiften geçerek ayna yardımıyla optik vizöre eş zamanlı gelir

Renk Isısı: Işık kaynaklarının Kelvin ile belirtilen ölçüsü.

Rangefinder: Türkçesi “telemetre” veya “uzaklıkölçer”dir. Günümüzde Leica benzeri makinelerin kullandığı sistemdir.

RAW dosyası: Sıkıştırılmamış ‘HAM’ fotoğraf dosyalarıdır. Fotoğraf makinesi algılayıcısında oluşan tüm bilgiyi saklarlar. Örneğin Jpeg formatı sıkıştırılmıştır ve (biz fark etmesek de) bazı verileri kaybetmiştir.

Renk uzayı: Algılayıcı, baskı ya da monitör için kullanılabilen renklerin uzayını temsil eder. Günümüzde en çok kullanılanlar sRGB ve Adobe RGB renk uzaylarıdır.

RGB (Red Green Blue): “Kırmızı, Yeşil ve Mavi” tonları ile oluşturulan renk modelidir.

Sabit diyafram: Değişken odaklı objektiflerin odakları değişse bile diyafram değerlerinin değişmemesidir. Örneğin 24-105mm lensin minimum diyaframı 24mm’de de f4 tür, 105mm’de de f4 tür.

Sabit odaklı objektif (prime lens): Odak uzaklıkları değişmeyen lenslere denir. Görüntü kaliteleri zoom lenslere göre daha iyidir. Örneğin 50mm f1.8 lens prime bir lenstir.

Saturation: Fotoğrafta veya görüntüde renklerin doygunluğunu ifade eder.

Sayısal yaklaştırma (Dijital zoom): Fotoğraf makinelerinde, kullanılan bir yazılım ile konuyu veya objeyi büyütme eylemidir. Görüntü kaybı olur.

Sepia: Fotoğrafa kahverengi tonlarının uygulanmasıyla elde edilen bir tür efekttir.

Shutter (Perde-obtüratör-enstantane): Sensöre (ya da filme) düşen ışığın zaman olarak kontrol edildiği mekanizmadır.

Spot Metering (Nokta ölçüm modu): Işığın yalnız küçük bir noktadan hesaplandığı ölçüm modudur.

Tampon bellek: Fotoğraf makinelerin topladığı veriyi (fotoğrafları) hafıza kartına yazmadan önce kendi bünyelerinde depoladıkları yerdir. Veri ilk önce makinenin tampon belleğine yazılır ve sonra hafıza kartına yazılır. Tampon belleğin büyük olmazı makinenin kabiliyetini arttırır.

sRGB (Stanfart RGB): IEC (ulusal elektronik komisyonu) tarafından renk boşluğunu tanımlamak için oluşturulan uluslararası bir standarttır. Bilgisayar monitörlerinde renkleri oluşturmak için yaygın şekilde kullanılır. Daha çok İnternet ortamlarında yayımlamalar için tercih edilmelidir.

Tekayak (monopod): Fotoğraf çekerken titreşimi azalta bilmek için makinenin üzerine sabitlendiği çubuk şeklindeki tek ayaktan oluşmuş aparattır.

Teleconverter (Tele dönüştürücü): Objektiflerin odak uzunluklarını arttırmaya yarayan, içinde optik eleman barındıran, makine ile lensin arasına takılan adaptörlerdir. Optik elemandan dolayı odak noktasıyla beraber diyafram değeri de değişir. Örneğin 200mm lense 1,4x teleconverter takılınca odak uzaklığı 280mm ye çıkar. Ama diyafram daha da kısılmış olacaktır.

Telefoto Lens: Genellikle 50mm üzerinde odak uzunluğuna sahip lenslere denir. Bu objektifler “dar açılı” olarak da bilinirler.

Titreşim azaltma (is-vr-oos-vc): Fotoğraf çekilerken oluşacak istenmeyen hareketi engellemek için lens veya makinelere yerleştirilen sistemdir. Bu sistemler sayesinde el ile düşük enstantane hızlarında fotoğraf çekmek mümkündür.

Tripod (üçayak): Üç bacaktan oluşan fotoğraf makinesi dayanağıdır.

TTL (Through-The-Lens): Işık ölçümünün objektiften gelen ışıkla yapıldığı sistemdir.

UV Filtre: Güneşten gelen mor ötesi (ultra-violet) ışınları geçirmeyen filtreye verilen isim.

Uzatma tüpü (Extentsion Tube): Fotoğraf makinesi ile lensin arasına takılarak lensin minimum ve maksimum netleme mesafesini düşüren elektronik veya sadece mekanik tüplerdir. Özellikle makro fotoğrafçılıkta kullanılır. Ama bir makro lens yerini tutamazlar zira lensin maksimum netleme mesafesini de düşürdüklerinden yakın çekim hariç başka çekime izin vermezler.

Üçayak (Tripod): Üç bacaktan oluşan fotoğraf makinesi dayanağıdır.

Viewfinder (Bakaç-Vizör): Fotoğraf makinelerinde fotoğraflanacak alanın izlenmesini sağlayan optik yada elektronik sistemlerdir. Çekim için yüzümüzü makineye dayadığımızda gözümüzle konuyu takip ettiğimiz nispeten küçük ekrandır.

White Balance (Beyaz ayarı): Fotoğrafı çekerken bulunulan ortamın sağladığı ışığa göre renkleri mümkün olduğunca doğru bir şekilde ayarlamak için vardır. Ortamdaki ışığın “sıcaklığını” dengelemek için yapılır.

Yatay kadraj: Eninin yüksekliğinden daha fazla olduğu kadrajlama şeklidir.

Vinyet (Vignetting-Köşe kararması): Çekilen görüntünün köşelerinde oluşan kararmalardır. Lenslerin sensörün köşelerine ışık düşürememelerinden kaynaklanır. Bazen fotoğraflara efekt vermek için de kullanılır.

Zoom (Zum): : Lensin odak uzunluğunun değişmesidir. Dolayısıyla objeye yaklaşılıp uzaklaşılabilir.

Zoom Lens (Değişken odaklı objektif): Odak uzunlukları değiştirilebilinen; dolayısıyla çekilecek konuya yakınlaşıp uzaklaşabilen objektiflerdir.

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen SanalSergi'yi gezerken reklam engelleyicinizi kapatın. Açık kalması durumunda site içerisinde içeriklerde kısıtlı erişim sağlayabilirsiniz. Desteğiniz için teşekkürler.