Fotoğrafı daha güçlü bir hale getirebilmek için alan derinliği kullanması gereken önemli bir araçtır.
Bizleri kendilerine hayran bıraktıran fotoğraf kareleri genellikle harika bir görsel düzenleme ve hikayenin birleşimidir. Farklı bir gözle incelediğimizde; bu karelerin pek çoğunda alan derinliğinin estetik bir araç olarak kullanıldığını görebiliriz.
Alan derinliği çekim yaparken görüntünün oluşturulmasında çok önemli bir faktördür. Fotoğrafın hem estetik hem de teknik özelliklerini etkiler. Fotoğraf karesinin tüm anlamını ve amacını değiştirebilir. Elbette ki bu konuda beceri sahibi olmak, daha iyi ve yaratıcı hikayeler anlatmaya imkan veren bir kontrol sunar. Bundan dolayı alan derinliğini anlayabilmek önemlidir. Çünkü fotoğrafı daha güçlü bir hale getirebilmek için kullanması gereken önemli bir araçtır.
Alan derinliğinin tanımı genellikle çok fazla teknik detay içerir. Basit bir şekilde ifade etmeye çalışırsak odakladığımız objenin önündeki ve arkasındaki net alandır diyebiliriz. Bu alan diyafram ayarlarımız, odak uzunluğumuz ve objektif ile objemiz arasındaki mesafenin birleşimidir. Bu birleşimde diyafram ayarları en önemli faktördür. Küçük diyafram değerleri seçtiğimizde dar bir alan derinliği yani görüntüde fazla mesafe kapsamayan bir net alan elde ederiz. Daha büyük değerleri tercih ettiğimizde ise daha geniş yani görüntüdeki en yakın ve en uzak noktaların arasını kapsayan net bir alan oluşturabiliriz.
Oluşturduğumuz her birleşimin sonuçlarının farklı olacağını bilmek de çok önemlidir. Bu nedenle, en iyi sonuçlar için ayarlarınızı çevre koşullarına göre yapmanız gerekecektir.
Çekime başladığımızda genelde konumuzun benzersiz ve tamamlayıcı yönlerini görüntülemeye çalışırız. Bu esnada dar bir alan derinliği seçerek objeyi arka plandan ayırmayı tercih edebiliriz ya da alternatif olarak ön plandan sonsuzluğa kadar her şeyin net olmasını sağlayabiliriz. Burada önemli olan bu tercihleri oluşturacak ayarları seçerken ne istediğimizi ve ne yapmamız gerektiğini bilmektir. Görüntümüzün önemli kısımlarını vurgulayıp, daha az önemli kısımlarından dikkati uzaklaştıramadıkça yani alan derinliğini nasıl kullanacağımızı anlayamadıktan sonra istediğimiz görüntüleri elde etmek çok kolay değildir. Alan derinliği fotoğrafa istediğimiz ilgiyi çekebilmek, derinlik ve gizem oluşturabilmek için kullanabileceğimiz bir güçtür.
Manzara fotoğrafçılığı gibi bazı çalışmalarda ön plandan başlayarak ufuk çizgisine kadar her objeyi göz önüne sermek isteyebilir, keskin bir odak ve geniş bir alan derinliği ile çok fazla detay yakalayabiliriz. Amacımız bu değilse ve görüntünün çoğunluğunu odak dışında bırakıp izleyicinin dikkatini belirli bir bölüme çekmek istiyorsak bunu ancak dar alan derinliği kullanarak elde edebiliriz. Böylece izleyicinin gözüne nereye bakacağını söyleyen bir odak noktası oluşturur ve ön plan arka plandan kolayca ayırt edilmesini sağlayabiliriz. Dar alan derinliğini tercih etmek bize farklı bakış açıları yakalamamızda daha fazla yardımcı olabilir. F /2.8 veya F/ 3.5 gibi bir diyafram değeri bir fotoğrafın görünümünü tamamen değiştirebilir. Ayrıca daha fazla ışık alacağı için yumuşak, doğal aydınlatılmış fotoğraflar çekmenin gerçekten iyi bir yoludur…
Aynı fotoğraf karesinde daha açık diyafram değerleri kullanıldığında diğerinden çok farklı bir ruh hali yaratılmış olur. Görüntüyü soyut bir hale gelebilir ve gerçeküstü bir yorum katılabilir. Dikkat dağıtan objeler ve gereksiz detayları silinince huzurlu bir ortam oluşur. Böylelikle yoğun karmaşık bir görüntüyü minimalist bir kompozisyona dönüştürürüz. Esasında böylesi minimalist bir yaklaşımla, görüntü daha esrarengiz bir hal alıp izleyicilerin merakını cezbederek hayal gücünü harekete geçirir ve zihinlerinde daha farklı yer edebilir.
İzleyici fotoğrafın ne ile ilgili olduğunu bilmiyorsa asla bir hikaye anlatamayız. Öncelikle biz hikayenin ne olduğunu ve kahramanların hangileri olduğuna karar vermeliyiz. Nihayetinde İzleyicinin gözünü kompozisyona yalnızca bir öge çeker ve ana objemizin diğerlerinden izole edilmesi yani öznenin görüntünün geri kalanından ayrılması çok önemlidir. Genel bir kural olarak öznenin izole edilmesi fotoğrafın konusunu izleyiciye açık bir şekilde bildirme amacı taşır. Dar alan derinliğini kullanarak ana objeyi izole etmek dinamik ve yaratıcı yöntemlerden biridir. Özellikle portre, vahşi yaşam ve spor fotoğrafçılığı alanlarında özneyi karmaşık arka plandan kurtarabilmek için çok fazla tercih edilir.
Fotoğraf karesindeki objelerin görsel bir dengeye sahip olması önemlidir. Fotoğrafın farklı bölümlerinin dikkati çekebilmesini ancak mükemmel bir denge ile sağlanabilir. Fotoğraflamak istediğimiz görüntüye baktığımızda ilgimizi ağırlıklı olarak hangi ögelerin çektiğini gözden geçirip nasıl bir denge istediğimize karar verdikten sonra odak noktamızı seçerek diyafram ayarlarına karar verebiliriz. Buradaki önemli nokta seçtiğimiz diyafram değerlerinin görüntüdeki ağırlık dengesini değiştirmemize olanak verebilmesidir.
Seçeceğimiz düşük diyafram değeri ile objelerin ağırlık değerlerini hafifleterek daha dengeli bir fotoğraf için tekrar dağıtabiliriz. Dar alan derinliği anlatmak istediğimiz hikayenin akışını değiştirmemize yarayan güçlü bir araçtır. Özellikle binalar, büyük ağaçlar gibi arka fonda dengeyi bozabilecek büyük nesneler olduğunda çok yardımcı olabilir. Objenin görüntüsü olabildiğince yumuşatılır fakat bakan gözler şekline bakarak onun ne olduğunu yine de tanımlayabilir.
Fotoğraf iki boyutludur. Fotoğrafçılığın en büyük zorluklarından biri, fotoğraflara derinlik hissi kazandırmak ve iki boyutlu bir görüntüye üç boyutlu bir his vermektir. Bunu başardığımızda sadece daha ilginç ve dikkat çekici bir fotoğraf üretmekle kalmaz, aynı zamanda izleyiciyi görüntüyü daha fazla keşfetmeye davet ederiz.
Çekimlerde derinlik hissini arttırmak için kullanabileceğiniz çeşitli tekniklerden biri de yine dar alan derinliğini kullanmaktır. Arka planı bulanıklaştırmak derinlik duygusunu algılamaya yardımcı olur. Yoğun bir arka plan fotoğrafın dağınık ve düz görünmesine neden olabilir. Daha geniş bir diyafram ile bazı nesneleri plandan yalıtabilir ve istediğimiz objeyi odağa yerleştirerek derinlik hissi oluşturabiliriz.
Fotoğraf teknikleri bir hikayeyi anlatmaya çalışırken izlediğimiz yollardır. Asıl önemli olan tekniklerde ustalaşmanın yanı sıra izleyiciye vermek istediğimiz duygulanımları hangilerini kullanarak aktarabileceğimizi de bilmektir.