Doğuş Grubu’nun, Ara Güler ile iş birliği sonucu hayata geçirdiği Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ve Ara Güler Müzesi kapılarını bomontiada İstanbul’da ziyaretçilere açtı.
Doğuş Grubu’nun, fotoğraf sanatının duayenlerinden Ara Güler ile iş birliği sonucu hayata geçirdiği Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ve Ara Güler Müzesi, kapılarını Ara Güler’in doğum günü olan 16 Ağustos’ta bomontiada İstanbul’da ziyaretçilere açtı.
Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini ve ilham veren yaşamını gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan ve Türkiye’nin uluslararası standartlara sahip ilk fotoğraf sanatçısı müzesi olma özelliğini taşıyan Ara Güler Müzesi’nde, sanatçının arşivinden fotoğraf, hikaye, video ve maket kitaplardan oluşan bir seçki, “Islık Çalan Adam” başlığı altında ilk kez sergilenecek.
Doğuş Grubu’nun 2016 yılında Ara Güler’le yaptığı işbirliği sonucu kurulan Ara Güler Müzesi, usta sanatçının arşivinden derlenen “Islık Çalan Adam” sergisi ile Ara Güler’in doğum günü olan 16 Ağustos’ta ziyarete açılıyor. İstanbul bomontiada’da sanatseverlerle buluşan müze, Türkiye’de uluslararası niteliğe sahip ilk fotoğraf müzesi olma özelliğini de taşıyor.
Yüzbinlerce eser tek tek elden geçiriliyor
- Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nde bu değerli arşivin tasnifi, envanteri, koruma çalışmaları yapılıyor. Bu çalışma halen devam ediyor. Yüzbinlerce belge tek tek elden geçiriliyor. Tasnifi yapılan eserler dünyada örneği olmayan arşiv sistemine yükleniyor. İleride online olarak herkese açık hale getirilecek.
- Tasniflenen yapıtlardan seçkiler ilk sergide olduğu gibi Ara Güler Müzesi’nde sergilenecek. Ayrıca müze dışında da sergilemeler yapılacak. Diğer kültür kurumları ve müzeler ile işbirlikleri yapılarak, hazırlanan sergiler yurt içi ve yurt dışında da sergilenecek.
- Müzeye giriş ücretsiz. Söyleşiler, film gösterimleri, paneller gibi etkinlikler de olacak.
“Islık Çalan Adam” Sergisi Hakkında
Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi’nden derlenen “Islık Çalan Adam” sergisi, tarihsel bağlamı ışığında biyografik öğeleri takip etmesiyle birlikte, Ara Güler’in görsel hikayeciliğini farklı alanlardaki üretimleri üzerinden yeniden okumaya da davet ediyor. Sergi aynı zamanda, 20’inci yüzyılın ikinci yarısında özellikle İstanbul ve Türkiye coğrafyasından fotoğraflarıyla uluslararası medyada görünürlük kazanan sanatçının İstanbul kent tarihine, bu coğrafyaya ait bireysel ve toplumsal hafızayı şekillendiren dönemlere ait kayıtların nasıl anlamlandırıldığına yoğunlaşarak; üreten, yazan, kaydeden ve aktaran bir hikaye anlatıcısı olarak Ara Güler’in dünyasını bir arada okumak gerektiğinin önemini vurguluyor.