Brooklyn merkezli fotoğrafçı Brooke DiDonato, çalışmalarını gizem ve illüzyonun ince unsurlarıyla kompoze ediyor. “Algı” ve “görüş” duyularımızla psikolojik bir ikilemin yaratıldığı sahneler, var olan eksik bir şeyin ya da hiç olmamış bir şeyin aslında hep var olduğuna bizi inandırmaya çalışıyor.
Fotoğraflarında ana nokta olarak belirlediği sahnelerde, eksik bir şeylerin olduğunu ve bunların da tespit edilmesi zor ayrıntılar olduğunu gösteriyor. Brooke DiDonato, iç içe geçen bu zıtlıkla da aslında algımızla bir oyun oynuyor.
Fotoğraflarındaki sahnelerin büyük bir kısmı “gerçek” mekânlarda çekilmiş. Fakat sanatçının bu sahneler içerisine gömdüğü karakterler gerçek mekânın aksine; abartılmış ya da hayal ürünü sayılmış ikonlara dönüşüyor. Algı ve gerçeklik duygularını felce uğratan sanatçı gerçeküstü portrelerinde, psikolojik etmenleri karakterlerin ruhlarına ve sahnelerinin içine yediriyor.
İki erkeğin iç içe geçmiş sahnesinde ve aynı ayakkabıyı farklı bedenlerin paylaştığı çalışmasında: “bütünün parçalarının toplamından daha büyük olduğu” fikri ile toplumsal ve sosyal bir mesaj hedefliyor. Doğa ve insanla katman oluşturan çalışmalarında ise insan ve doğa arasındaki bölünmeyi sorgulayan sanatçı, bu sahneleri gerçeküstü yöntemlerle bir araya getiriyor. Serisine de ismini veren “her zaman olan gibi” ya da “her zamanki gibi” fikriyle; algılarımızı şekillendirmeyi ve onlar üzerinde üstünlük kurmayı hedefliyor.