Eserlerimde anonim hissediyorum. Fotoğraflara baktığımda kendimi görmüyorum, onlar otoportre değiller. Kimi zaman ben yok oluyorum.
Cindy Sherman
Ben otoportre çekmiyorum, her zaman fotoğraflarda kendimden olabildiğince uzaklaşmaya çalışıyorum.
Cindy Sherman
Cindy Sherman kimdir?
Cindy Sherman 1954 doğumlu Amerikan bir fotoğrafçı. Fotoğrafları feminist literatürde birçok makale ve incelemeye konu olmuş, özellikle otoportlerinde değişik kimliklere bürünmesiyle feminist fotoğrafçılığın parçası sayılıyor. Ancak Sherman hiçbir zaman sanatına dair net ve belirgin açıklamalarda bulunmuyor. Fotoğraflarını “untitled (isimsiz)” olarak isimlendiriyor ve sanatını kimin nasıl isterse o şekilde yorumlayabileceğini söyleyerek politik yorumlardan uzak kalıyor. Bu da, hali hazırda ilgi çekici olan sanatını daha da ilgi çekici kılıyor.
Sherman’ı feminist fotoğrafçılığın parçası yapan şey nedir?
Laura Mulvey 1975’te “Male Gaze” “Erkek Bakışı” kavramını öne sürdü. Erkek bakışı, heteroseksüel erkeğin seyirci olduğunu baz alarak film ve görsel medya üretme ve genellikle kadını objeleştirme eğilimidir (Oxford, n.d.).
Mulvey’e göre kadınlar, sinemada heteroseksüel erkeklere görsel zevk vermek üzere kullanılıyordu ve cinsel obje haline getiriliyordu. Böylece erkekler daha aktif rollere sahipken ve özne haline bürünüyorken, kadınlar daha pasif rollere sahip oluyor ve bakılan bir nesne veya obje olarak kalıyordu. Buna göre, Sherman’ın bu erkek bakışına meydan okuduğunu söyleyebiliriz çünkü Sherman kendi otoportlerinde hem özne hem de nesne oluyor ve nasıl bir nesne olduğu üzerinde kendi kontrolünü sağlıyor.
Öte yandan, Sherman’ın kalıplaşmış cinsiyet rollerine uygun kadınlara büründüğünü ve böylece erkek bakışını tasdik ettiğini düşünen eleştirmenler de olduğunu unutmamak lazım. Sherman’ın da dediği gibi, fotoğrafları isteyen istediği şekilde yorumlayabilir.
Sherman; fotoğraflarında kostümler, peruklar, değişik makyaj şekilleriyle farklı kişilere bürünüyor ve fotoğraf sanatını kullanarak feminenliğin değişken olduğunu gösteriyor. Sherman aynı zamanda cinsiyet kimliğiyle de oynuyor.
Marta Zarzycka’ya göre Sherman’ın fotoğraflarında feminizm için asıl önemli olan şey; feminenliğin özü veya gerçekliğinin gösterilmesi değil, feminenliğin değişken oluşunun ve birden fazla çeşit feminenlik olduğunun gösterilmesi (2007). Cinsiyet rollerini ve feminenliği nasıl tanımladığımızın kültürlere ve toplumlara göre değiştiğini düşündüğümüzde, bu değişkenliği sembolize eden her şeyin feminist sanat içerisinde kendine yer bulmaya hakkı vardır diyebiliriz, çünkü bu değişkenliğin gösterilmesi de bir çeşit feminist meydan okuma sayılabilir.
Sherman feminizm ve eserlerinin feministliğiyle ilgili yorumlarda bulunmaktan kaçınsa da; erkeğin baktığı bir nesne olmaya, tektip feminenliğe ve cinsiyet kimliklerine meydan okuduğu için onun feminist fotoğrafçılıkta önemli bir özne olduğunu söyleyebiliriz.