Birçok önemli siyasi ve sosyal olayı ele alan Erich Lessing ; Viyana’daki müttefik işgalini, savaş sonrası yeniden yapılanan Almanya’yı, Doğu Avrupa’da komünist yönetimini, 1956 Macar Ayaklanması’nı ve pek çok dramatik olayı yansıtarak savaş sonrası değişen Avrupa’yı anlattı.
Yahudi bir ailenin oğlu olan Erich Lessing, Hitler’in iktidara gelişiyle birlikte yaşadığı Viyana’yı terk etmek zorunda kaldı, ancak annesi Viyana’da kaldı ve onu bu süreçte kaybetti. Daha sonra havacı – fotoğrafçı olarak İngiliz Ordu’suna katıldı. II.Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın siyasi ve kültürel yapısını belgelemek için doğduğu topraklara geri döndü. Fotoğrafçılıkta kısa sürede yetkinleşen Lessing, özellikle çektiği Macar devriminin fotoğraflarıyla tüm dünyada ilgiyle karşılandı.
“Savaşın ardından yaşamın nasıl olduğunu göstermek istedim. Bir yol bulmaya çalışırken Avrupa’nın uğraştığı acı, ölüm ve yıkım hakkındaki gerçeği söylemek istedim.”
Yönetim biçimlerini ve iktidarın halkın üzerindeki etkisini inceleyen Erich Lessing, komünizm ve faşizm arasında sıkışan insanların hayatlarını belgeler. Lessing insanlığın politik tezahürlerinin yüksek ve alçak hallerini yakalarken, çalışmalarının etkileri konusunda her zaman gerçekçidir. Lessing’in fotoğrafları özellikle Doğu Avrupa’daki yaşamın iç karartıcı gerçekliğini, mültecilerin acılarını ve korkularını yansıtır.
“Dünyayı bir kameranın vizörüyle değil gözlerimle gözlemliyorum.”
“Kesintisiz görüntü bombardımanın ( televizyon, video, filmler) bütün hayatımızı kuşatmış olduğu şüphesizdir, ancak iş ‘hatırlama’ya geldiğinde fotoğraf hala daha derinden bir can acıtma, insan zihninde daha derin bir iz bırakma gücüne sahiptir.”
Susan Sontag
Yazı: Sevil Ateş