“Fotoğraf sanat değildir”miş …

Sık sık yazılan “Fotoğraf Sanat Değildir?” başlıklı yazılara alıştık. Sanat ve fotoğraf üzerine onlarca yazı yazan biri olarak bir kez daha yazmak istedim.

Yazı: Özcan Yaman

Son olarak bu başlıkla, Eleştirmen Jonathan Jones’in The Guardian’da 10 Aralık 2014’te yayınlanan yazısı Sol org.’ta Fotoğraf Notları bölümünde Levent Karaoğlu tarafından yapılan çeviri ile yayınlandı. Facebook’ta  da paylaşılan  yazıyı sanat ve fotoğraf ilişkisini  gündeme getirmesi bakımından önemsedim. 

Sayın Jonathan, Fotoğrafçı Peter Lik’in Arizona kanyonunda çektiği fotoğrafları ‘fotoğrafın niye sanat olamayacağını’ ispatlamaya(!) dayanak olarak kullanmış.

Şöyle bir giriş yapmış: “Peter Lik’in Arizona kanyonunda çektiği içi boş, klişe ve tatsız siyah-beyaz fotoğraf sanat değildir ve fotoğrafın hiç bir zaman sanat olamayacağının kanıtıdır. Fotoğraf sanat değildir. Bir teknolojidir. Bu apaçık gerçeği görmezden gelme mazeretimiz yok; hele ki bu aldatıcı yüksek çözünürlüklü fotoğraflar ve efektlerin milyonlar tarafından edinilebildiği bu digital çağda. iPad’imle muhteşem panoromik görüntüler alabilirim. Bu beni bir sanatçı yapar mı? Hayır, bu sadece benim tabletimi fiyakalı yapar…

Manzara fotoğrafçısı Peter Lik’in “Phantom” (Hayalet) adlı fotoğrafının gelmiş geçmiş en pahalı fotoğraf olarak satıldığı (6,5 milyon dolar) haberi ters algılanacak. Paranın konuştuğu dünyamızda, “sanat fotoğrafı” adına aptallar tarafından ödenmiş bu absürt, şişirilmiş fiyat, fotoğrafın bir sanat olarak selamlanmasına neden olacak. (…) Eğer tarihteki en değerli “sanat fotoğrafı” buysa, Tanrı “fotoğraf sanatı”na yardım etsin. Bu içi boş ve abartılmış yaratı hepimizi cezbeden bir algı yanılması ortaya çıkarır, iyi bir kamera ile iyi bir gün geçirirken – fotoğraf çeken bir fantazi ile sanat işi yapmak aynı şeydir….” (1)

Özellikle sanatın ne olup-olmadığından bahsetmeden, fotoğrafın sanat olmadığını söylemek anlaşılır gibi değil.  Bu yazımda  klasik açıklama ve tanımlamalar yapmak istemiyorum. Jonathan beyin yazısına Facebook’ta yapılan yorumlardan alıntılarla devam edeyim:

Ilker Akalınlı: “Başlık çarpıcı ama eleştiri parayla rezil olmak üzerine kurulmuş.”

Özhan Özdil: “…Sanatsal bir yapıtın oluşumunda, sanatsal çerçeveyi çizen hiçbir zaman kalem, kâğıt, boya, şu ya da bu fotoğraf makinası, video aygıtı, karanlık oda gereçleri ya da bilgisayar programları…vb gibi sayısız değişik araçlar, gereçler ve bu araç ve gereçlerin değişik özellikleri değil, ama yalnızca, kafamızın içindeki tasarım istencimizin niteliği ve özgünlüğüdür. Kabaca saydığım tüm araç ve gereçler kafamızdaki sanatsal yapıtı ya da sanatsal fotoğrafik amacı gerçekleştirmek için bir teknik araçtır yalnızca.

Öyleyse açıkça söyleyebiliriz ki her sanat dalında da olduğu gibi sanatsal bir fotoğrafın oluşumunda birbirinden tamamen ayrı (ancak birlikte çalışan) iki alan vardır: Birincisi sanatsal görüş ya da tasarım ki kafada nesnel ve öznel bilgiye dayalı bir birikim olarak vardır; ikincisi ise kafadaki fotoğrafın amaca en uygun bir biçimde nesnelleştirilebilmesi için, bir başka deyişle kafamızdaki ya da görmekte olduğumuz fotoğrafik bir görünümü başkalarının da bizim gördüğümüz gibi görebilecekleri bir biçime çevrilebilmesi için kullanılan her türlü araç ve gereçtir ki buna kısaca teknik diyoruz.

Demek ki elimizde, sizin deyiminizle, klasik stilde (mekanik) en nitelikli bir fotoğraf makinası olsa bile bizim kafamızda sanatsal bir bakış, görüş, düşlem yoksa, o en nitelikli makinanın sanatsal bir fotoğraf oluşturmak için bize en küçük bir katkısı dahi olamayacaktır. Kafamızda sanatsal bir görüş varsa, objektifi olmayan, ışığın yalnızca basit bir iğne deliğinden geçerek ışığa duyarlı alana düştüğü, basit bir kutu biçimindeki en ilkel fotoğraf makinasıyla bile sanatsal bir fotoğraf çekebiliriz. Çağımızın fotoğraf teknolojisi bundan 20-30 yıl öncesine dek düşünü bile kuramayacağımız bir düzeye gelmiştir. Bugün, fotoğraf sanatçısının yapacağı iş: Sanatçıyı mekanik ve kimyasal araç, gereçlere bağımlılıktan kurtaran yeni teknolojiyi öğrenerek bu teknolojinin sunduğu olanaklarla fotoğrafın sanatsal yönüne ağırlık vermesi ve bu yolla gittikçe özgürleştiğinin bilincine varmasıdır.”

Bence İlker Akalınlı taşı gediğine koymuş, Özhan Özdil çok iyi özetlemiş. Ben de ekleyeyim: “Fotoğraf en az, resim kadar sanattır.”

Bırakın fotoğrafın sanat olup olmadığını ‘Sanat’ın ne olup olmadığı tartışmalarının bile anlamsızlığını ortaya koyan JEANLOUP SİEFF’in şu saptamalarına bakalım… 

“Ama hayır! 
Fotoğraf sanat değil, ama Kertesz bir sanatçıdır.
Resim bir sanat değil, ama Bonnard bir sanatçıydı.
Müzik bir sanat değil, ama Erik Satie bir sanatçı olarak kalmaya devam edecek.
”Sanatçı kavramı” bir meslek değil, bir kalite göstergesidir. Eğer bir insan bir şeye tutkuluysa ve yeteneklerinin farkındaysa bu kişi kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın benim gözümde taşıdığı ve hizmet ettiği sıfattan çok daha önemlidir. Fotoğraf çekiyor ya da heykel yapıyor olsun, bu önemli değil.” (2)

Ekleyerek devam edecek olursak;

Ara Güler “Fotoğraf sanat değil” diyor. Ama bence ve bir çok kişi tarafından bir fotoğraf sanatçısıdır.

Henri Cartier-Bresson bir belgesel fotoğrafçıdır. Ama bir fotoğraf sanatçısıdır.

Sabastio Salgado bir belgesel fotoğrafçısıdır ama bir fotoğraf sanatçısıdır da.
Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Her sanat dalı özünde zenaattır. O zenaat dalında kültürel birikimin tarihsel ve toplumsal birikime kattığı kalite/nitelik  sanatçı unvanını kazandırır. Bu unvanı hak eden de o sanat dalının sanatçısı olur. 
5 mart 2013 tarihinde “Sanat-Manat” başlığıyla bu köşede şöyle yazmışım: 

“Peki neden sanat bu kadar çok sevilir? Başta büyük sermaye olmak üzere devletin kurumları neden destek olur? Çünkü sanat İDEOLOJİKTİR. Çünkü sanat SİYASİDİR. Çünkü sanat GÖRÜNÜRLÜK sağlar…
Onun içindir ki her sanatsal etkinlik sınıfsal bir içerik taşır. İktidarlar sanatı çok sever. (bkz. Hitler ve Almanya tarihi) İktidara gelmek isteyenler sanatı kullanır. (bkz. Mediciler/Floransa) Sermaye sanatı çok sever (bkz. Sosyal sorumluluk projeleri vs) Hükümetler icraatlarını sanatı kullanarak görünürlüklerini arttırırlar. (bkz. AKP’nin projeleri) neyse uzatmayayım.

Sanat dendiğinde yukarıda saydığımız sorunlu alanlarla ilişki içinde olanlar var. Siyasi ve ideolojik yanı bir kenara bırakıp (bıyık-sakal hikayesi gibi) sanatsal etkinlik(!) yaptıklarını iddia ederler. Meseleyi sınıfsal boyuttan, ekonomik ihtiyaçlar boyutuna çekip haklılık peşinde koşan kişi ve kurumlar. ( İçeriği muhalif, biçimi iktidardan yana) (3)  


Kaynaklar:
(1) http://haber.sol.org.tr/blog/fotograf-notlari/ceviri-levent-karaoglu/fotograf-sanat-degildir-107164
(2) JEANLOUP SİEFF ( İlker Maga, Fotoğrafçıya fısıltılar kitabından)
(3) Özcan Yaman ‘Sanat/Manat’ http://www.evrensel.net/yazi/53360/sanat-manat

Exit mobile version