Akıllı telefonlar dahil tüm dijital kameralar, fotoğrafları DCIM adında bir klasörde saklıyorlar. Peki ilk bakışta çok anlamlı görünmeyen bu klasör ismi nereden geliyor ve onunla niye her cihazda karşılaşıyoruz?
DCIM klasörü, adını “Digital Camera Images” (Dijital Kamera İmajları) cümlesinin baş harflerinden, düzenini ise 2003’te oluşturulan DCF standardından alıyor. JEITA’nın (Japon Elektronik ve Bilgi Teknolojileri Endüstrisi Birliği) oluşturduğu bir spesifikasyon olan DCF’nin tüm gizemli detaylarına bu belgeden ulaşılabiliyor.
2003’te oluşturulan ve zaman içerisinde güncellenen DCF spesifikasyonu, cihazlar arasında sorunsuzca çalışabilmesi için birçok gereksinimden bahsediyor. Örneğin cihazların SD kartının dosya sisteminin FAT12, FAT16, FAT32 veya exFAT olması gerekiyor. 2GB veya daha büyük medyaların FAT32 veya exFAT ile biçimlendirilmesi şart koşuluyor. Amaç ise dijital kameraların ve kartlarının birbirleriyle uyumluluğunu koruması.
DCIM klasörü ve alt klasörleri
DCF spesifikasyonuna göre dijital kameraların tüm fotoğrafları DCIM adındaki bir klasörde toplaması gerekiyor. DCIM klasörü, birden fazla alt klasör içerebiliyor. Alt klasörlerin her birinin eşsiz, 100’den 999’da kadar üç haneli bir sayıdan ve beş alfanümerik karakterden oluşması gerekiyor. Alfanümerik karakterlerin ne olduğu önemli olmadığı için üreticiler, istedikleri harfleri kullanabiliyorlar. Örneğin Apple’ın adı beş harfli olduğundan kırpmaya gerek kalmaksızın, “100APPLE” veya “101APPLE” gibi klasörler oluşturabiliyor.
Her alt klasörde çektiğiniz fotoğrafları temsil eden görsel dosyaları bulunuyor. Her görselin dosya adı, dört haneli alfanümerik kodla başlıyor – bu, kamera üreticisinin istediğin herhangi bir şey olabiliyor. Ardından dört haneli bir sayı geliyor. Bu dosyalar, genellikle DSC_0001.jpg, DSC_0002.jpg gibi isimlerle karşımıza çıkıyorlar. Sayıların fotoğrafları çektiğiniz sırayla ilerlemesi gerekiyor.
Klasörlerde .jpg dosyalarının dışında DSC_0001.THM gibi .thm meta verisi dosyalarına rastlamanız da mümkün. Bu dosyalar örneğin dijital kameranızla kaydettiğiniz DSC_0001.MP4 adındaki videonun küçük resim ve diğer meta verilerini saklıyor. Böylece kamera, video dosyasına erişmeden video hakkında bilgiler gösterebiliyor.
Herkes neden bu spesifikasyonu izliyor?
DCF, yeteri kadar dijital kamera ve akıllı telefon üreticisi tarafından kabul edilen, “genel geçer” bir standart halini almış durumda. DCIM’nin standartlaşması, fotoğraf aktarım yazılımlarının dijital kameralardaki veya SD kartlardaki fotoğrafları otomatik olarak bulup tanıması anlamına geliyor. Örneğin telefonunuzu PC’nize USB üzerinden bağladığınızda Windows veya fotoğraf yazılımınız, DCIM klasörünü otomatik olarak bularak size fotoğrafları bilgisayarınıza aktarmayı teklif edebiliyor.
DCIM, çok açıklayıcı bir isim olmasa da burada bir standardın olması önem taşıyor. Her kamera ve telefon üreticisi, fotoğrafları kendi oluşturduğu, farklı bir klasörde saklasaydı, yazılımlar bu fotoğrafları kolayca bulamayabilirdi. Veya kameranızın SD kartını çıkartıp bir başka kameraya taktığınızda, fotoğraflara kolayca erişemeyebilirdiniz.
Picture Transfer Protocol veya PTP‘nin DCF ile aynı standart olmadığını, ancak benzer bir amaçla geliştirildiğini söylemekte fayda var. PTP, Android ve iPhone’lar tarafından destekleniyor ve onu destekleyen fotoğraf yönetim uygulamaları yoluyla fotoğraf aktarımına olanak tanıyor.