NOKS Bağımsız Sanat Alanı, 17 Şubat- 17 Mart 2019 tarihleri arasında Mert Çağıl Türkay‘ın “Ara Öğün!” isimli ilk kişisel sergisi ile 2019 sezonunu açıyor.
Sergi, Mert Çağıl Türkay’ın toplumsal cinsiyet pratiklerinin inşasını parodileştirici bir biçimde ortaya koyan fotoğraf ve video işlerinden oluşuyor.
Ara Öğün kelime anlamı olarak günlük rutinin içinde yer almayan bir beslenme saatini ifade ettiği gibi olması gerekenin dışında bir zamanı ve eylemi de ifade eder. Alternatif, öznel bir eylemsellik içeren, anlamı belirsiz bir zaman dilimine taşıyan işleve de sahiptir. Belirlenmiş, düzenlenmiş ve hizaya sokulmuş öğünlerin dışında bağımsız bir kavramdır. Sergideki eserlerde de bu belirsizlikten yola çıkan, tahakküm kurmayan bir oluş şekli gözlemlenebilir. Otorite oluşturmayan bu oluş, bir queer eylem biçimidir. Ancak yine de bir belirteç işlevi üstlenmeden bunu yapar. Görüntüler ise kendi oluşları ile temsillerine devam eder. Ara öğün burada ve buraya özeldir.
Sergide bedenin performansı kimliğin ifade edilişi ve fotografik kurgunun biçimine yapılan müdahaleler neticesinde queer bir eylem olarak düşünülebilir. İzlenen bedenler eril bir güç gösterisinden öte kendine özel varoluşu ortaya koyan bağımsız bir akış içindedir. Yüz yüze geldiğimiz beden ve uzuvlar dolaysız bir kanıt işlevine sahiptir. Buradaki etkinlik erkeksi bir form ya da doku şekillendirmek üzerine değildir. Aksine eril olanın üstlendiği kavramları kazımak ve üstünlük taslamayan bir olma haline kavuşturmaktır. Suni bir eril temsil barındıran ögeler aracılığıyla bir anlam bozuculuk işlevi üstlenen fotoğraflar bu bağlamda queer performatif bir görsellik taşır.
Mert Çağıl Türkay’ın eserlerinde sıklıkla görülen eril beden, sosyal bağlamda kurulmuş olan tahakkümü yıkıma uğratmak ve dönüştürmek üzerinedir. Başkalaşımlar çıplak beden üzerine kurulmuş olan algıyı erotizmden uzaklaştırdığı gibi erillik üzerinden kurgulanmış olan erkeksi form içeriğini de yıkmayı amaçlar. Sanatçının eserlerindeki beden vurgusu çıplak olmanın ötesinde yalın bir tarafsızlık içindedir. Bu tarafsızlık hali Türkay’ın eserlerinde cinsiyet, ırk ve etnisite katmanlarını sanatçıya özel bir performansla barındırır.
Sergide yer alan bedenler queer eyleme ortaklık sağlayan bireylerdir. Bu ortaklık bir uzlaşma düzlemi değil, aksine bireyin özel ve herhangi bir kimliğe dahil olmadan var olabilmesine imkan tanıyan hallerdir. Fotografik uzamda yer alan bedenler yeniden yeni bir tahakküm kurmak üzere bir imleme yolunda değildir. Queer olanı hem kapsayıcı hem de aktivist kılan akışkan bir oluş hali olarak sergide görebilmek mümkündür.