Pirkle Jones; uzun yıllar boyunca Kaliforniya halkını, politikasını ve manzarasını kronikleştirerek homojen bir yapı içerisinde sundu.
Kaliforniya’nın güzelliğini ve kültürünü kaydederken toprağa olan duyarlılığını; Ansel Adams, Edward Weston ve Minor White geleneğiyle yansıttı. Tekinsiz bilinci, aciliyet duygusunu, sosyal yapıyı ve ayaklanmaları yansıtma adına; portre, manzara ve mimari fotoğraflarını bir araya getirerek tarihsel bir panorama yarattı.
II.Dünya Savaşı sırasında Amerika ordusunda dört yıl askerlik yapma zorunda kalması, Pirkle Jones’in hayata bakışını değiştirdi. Kendisini daha insancıl bir hayata bırakma adına, minimal bir yaşam alanı oluşturdu. Ansel Adams’ın asistanı olarak çalışmaya başlamasıyla fotoğrafçılık kariyerinde ayrı bir yer edindi. Tıpkı Adams gibi, ancak kendi gözüyle samimi sokak sahnelerini, doğayı ve işçileri kadrajına aldı.
Jones, kaotik dünyada doğaya dönmenin zorunluluğuna inanlardandı. Bu nedenle onun hayatı kasabalarda ve dağlarda gizlenmiş köylerde geçti. Farklı kesimden insanları yansıtma adına San Francisco’ya gitse de kendi bilincinden soyutlanarak statik görüntüler elde etti. Onun içsel yolculuğunu tamamladığı alan bozkırlardı. İşçiler, köylüler, çocuklar onun doğada aradığı samimi hayatın öğeleriydi. Pirkle Jones’in manipüleden-estetik kaygıdan uzak fotoğrafları, yalın içten bir dünyanın yansımasını tezahür ediyor. Bazen bir tarlada bazen de yanan bir evi çektiği görüntülerde Tarkovsky’nin Offret’indeki dünyayı bulabilirsiniz.
“Bunca yıldan sonra nihayet kendimi doğada buldum.”
Yazı: Sevil Ateş